Türkiye’den çeşitli ülkelerdeki hesaplara milyon dolar değil; milyarlarca dolar yatırıldığı sıklıkla haberleştirildi. TÜRGEV ve Ensar başta olmak üzere birçok vakıfa kamu kaynak ve imkanlarının sıkça kullandırıldığı da haber oldu.
Milyarlarca dolarlık kayıplar dururken milyon dolarlarla ifadele edilen bir yurt binasından yola çıkarak ‘Kaçış planı’ sonucuna varmak, kaçanları görmeyip de kaçacakları görmek, zorlama bir yorum olsa da Türkiye’deki öğrencilerin darda ve zorda olmasına dikkatlerin çekilmesi önemlidir.
Genç beyinler, uzman hekimler yurtdışına gitmek zorunda bırakılıyor. Hekiminden, öğrencisine Türkiye’den kaçış sürüyor. Parmağa değil; parmağın gösterdiği yere bakılınca kimin ne yaptığı açık ve seçik bir şekilde görülür.
Ak Parti’nin 2004’te çıkardığı ‘Gelir Vergisi Düzenleme ve Gıda Bankacılığı Yasası’na göre belirli ‘Sosyal Yardım Vakıf ve Derneklerine’ yapılan yardımların tamamı vergiden muaf tutuldu.
‘Bu elmanın içinde kurt görmek’ demektir. Bundan daha kötüsü yarım kurt görmektir ki bu da kurdun yarısını yemişsiniz demektir.
Düzenlemenin 1. Maddesinde yardımlar, vergiden muaf tutulurken, 2. Maddede, yardımları alan vakıf ve dernekler vergiden muaf tutulduğu için denetlenemiyor. Paraların nereye gittiği sorgulanamıyor. Devlete verilmesi gereken vergiler bu vakıflar üzerinden, makbuz karşılığı ödenmeden ödenmiş gibi gösteriliyor.
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından, FETÖ/PDY olarak bilinen Gülen Cemaati’ne ait birçok yurt ve binanın yanında kamunun değişik kurumlarına ait bina ve taşınmazlar da Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) ve Diyanet İşleri Başkanlığı dururken sözde FETÖ ile mücadele adı veya kisvesi altında bu ve benzeri vakıflara devredildi.
Tıp öğrencileri bile yurt bulamadığı için kayıt dondururken, Samsun, İstanbul, Ankara, İzmir’e yurt yaptırarak, KYK aracılığıyla öğrencileri barındırmak varken, neden devlete verilmesi gereken vergiler ve benzeri kamu kaynakları dolaylı olarak bu vakıflara aktarılıyor?
Başkentgaz’ın, Kızılay üzerinden Ensar Vakfı'na yaptığı 8 milyon dolarlık bağış, Ensar Vakfı’nın da New York merkezli TÜRKEN'e (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) aktarıldığı ve bir yurt inşaatında kullanılması tepkiye neden olmuştu.
Türkiye’de öğrenciler KYK’da yer bulamazken, bulanlar da yeterince beslenemezken, yurtların yemeklerinin yetersiz ve kalitesizliği ortadayken yurt dışına yatırım yapılması, ‘Eve lazım olanın camiye haram olduğu’ özlü sözünü akla getiriyor. Özellikle akşam yemekleri KYK tarafından desteklendiği halde maliyetinin 10 katı fiyattan öğren8cilere satılıyor. Yurt kantinlheri ya denetlenmiyor ya da denetim yapanlar tarafsız değil. Öğrenciler aç yatıyor.
CHP Gen Bşk Kılıçdaroğlu'nun TÜRGEV VE Ensar vakıfları’na yatırılan paralar la ilgili 'Bir kaçış planının anotomisi' açıklamasını yayınlayan Tele1, KRT TV, Flash ve Halk TV’ye Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ağır para cezaları verdi.
Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, ‘Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarını tabii ki gazeteci haberleştirecek. Bu suç kapsamına girmiyor’ demesine rağmen, TÜRGEV ve Ensar Vakfı’nın şikayeti üzerine yayıncı kuruluşlara kısa sürede oyçokluğuyla tavandan yüzde 3 para cezası verildi. Ünal’ın suç unsuru görmediği yayınlarda RTÜK gördü.